6 Aralık 2009 Pazar

Maç Nasıl Satılır? # Ders Hocası:Sn. Göçek



4 yaşında futbolla, 5 yaşında stadyumla tanıştım. 17 sene boyunca da hep iç içe oldum bu spor dalıyla.
O güzel insanlarımız ki maça elinde çekirdekle gelir ve yanında kim oturursa otursun, güzel bir sohbet çevirir, kendi aforizmalarını ortaya dökerler. Ve Türkiye ligleri ile ilgili yurdum insanın güzel tespitleri vardır. Futbolla ilgili herkesin olduğu gibi, benim de, kendime has yorumlarım vardır; yıllarca o stadlarda bol sigara dumanına maruz kalan, Erman ve Ahmet Çakar'ın adını bilmediği oyuncuların şeceresini çıkartan biri olarak. Misal; iki tane yırtıcı forveti olan hiç bir takım Türkiye'de küme düşmez. Misal; bir anadolu takımı haftalarca kötü oynasa da maç öncesi prim sözü aldı mı, o hafta elinden gelenin en iyisini yapar. Ve en önemli misal: bir hakem maçı satmış sıfatını alması için, ne Fransız Henry'nin elini es geçmesi yeter, ne uyduruk bir penaltı vermesi yeter, ne de gereksiz kartlar göstermesi yeter. Maç satmanın tek yolu psikolojik baskı uygulamaktır. Hakemlerde insan, aptal değiller ki; herkesin anlayacağı aleni bir şekilde tuttukları takıma cart diye penaltı çalsın.

İşte dün Hüseyin Göçek, belki bir umut düzgün yetişecek yeni nesil hakemlere ders niteliğinde bir maç izletti. 6 Aralık 2009 Galatasaray-Belediye maçında, Galatasaray'ın 2 yi atamayıp geri çekilmesini fırsat bilerek, yaklaşık her galatasaray yarı sahası içindeki itiş kakışa belediye lehine faul çaldı. Tribünleri çıldırttı. Galatasaraylı oyuncuların sinir katsayısını doruklara çıkarttı. Mesajı verdi: belediye sürekli frikik kullanacak, ey galatasaraylı topçular, dayandınız dayandınız. Ve galatasaraylı topçular rahat oynasa çok daha kolay savuracakları pozisyonları, hakemin olayı belediyenin dünya kupası finalleri belgeseline dönüştürmesiyle, zor savurdu. Şimdi geçiştirilecek, 2 gün sonra unutulucak. Ben ise 33. haftada bu 2 puanı düşünüyor olacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder